CAMİ VE CEMAATİN ÖNEMİ
Muhterem Müslümanlar!
Camiler yeryüzünde Müslümanların bir araya geldikleri, görüşüp buluştukları, omuz omuza, gönül gönüle kaynaştıkları mukaddes mekânlardır.
Camiler, İslam’ın öğretilip yaşatıldığı; ibadet etme, Allah’ı anma, birlik ve beraberlik, huzur ve sükûnun sergilendiği, insanlara helal ve haramın, güzel ahlakın, doğruluk ve dürüstlüğün öğretildiği, sevgi, saygı ve kardeşlik ruhunun işlendiği Beytullah’ın birer şubeleridir. Camilerde öğretilen ilahi hikmet, gönüllere fısıldanan manevi duygular; bizlere hırs, kin, haset, gıybet, iftira, kanaatsizlik, israf, vb. gibi hastalıklardan uzak kalmayı öğretmekte, ruhi bunalımlarımıza şifa olmaktadır.
Aziz Mü’minler!
Camilerin dini ve sosyal hayatımızda pek çok fonksiyonları vardır. Bunlardan en önemlisi de birlik ve beraberliğin göstergesi olan cemaattir. Yüce Dinimiz İslam, insanların bir araya gelerek namaz kılmalarına, ibadet etmelerine, Allah’a kulluk yapmalarına çokça değer vermektedir.
Sevgili Peygamberimiz, mü'minleri daima cemaat olmaya teşvik etmiş, hatta mazeretsiz olarak cemaate gelmeyenleri kınamıştır. Cemaatle kılınan namazın tek başına kılınan namazdan daha faziletli olduğunu ifade etmiş, evinde abdest alarak Allah'ın farz kıldığı namazlardan birini eda etmek için mescide giden kimsenin attığı her adımın günahlarının silinmesine ve derecesinin yükselmesine vesile olacağını belirtmiştir.(1)
Değerli Müminler!
Camilerimiz, günde beş defa okunan ezanlarıyla tüm insanlığı tevhide, namaza, kurtuluşa, huzur ve mutluluğa, gafletten uyanmaya ve manen dirilişe çağırmaktadır. Nitekim bir ayet-i Kerime’de Yüce Mevlamız, “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resulü’nün çağrısına uyun ve bilin ki, Allah kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, onun huzurunda toplanacaksınız.”(2) buyurmaktadır. Şüphesiz insanlara hayat verecek, onları diri tutacak, onların gönüllerini manevi ölümden kurtaracak olan, Allah ve Resulü’nün emir ve yasaklarına bağlılıktır. Namaz ibadeti de bunların başında gelmektedir. Özellikle cemaatle kılındığı takdirde bu amaca daha kolay ulaşılır. Camilere cemaat olmak, Yüce Yaratan’a misafir olmaktır. Öyle ise; Rabbimizin davetine hep beraber icabet edelim.
Hutbemizi bir ayet mealiyle bitirmek istiyorum: “Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulunanlardan olmaları umulur.”(3)